Tasarımcı dediğin takip eder.
Tamam anladınız artık benim bir tasarımcı olduğumu. Ama esas sorulması gereken bir soru var ‘Nasıl bir tasarımcısın?’ işte bu doğru bir soru. Sizinde ‘Bende tasarımcıyım yahu…’ dediğinizi duyar gibiyim. Kendi adınıza sevindim tabi ki. Ama bu garip ülkemde gariplikler sadece siyasi ve insanları ile bitmiyor, hemen yanımızda devam ediyor.
‘Tasarımcı’ ne kadar ucu açık bir kelime değil mi? (Hemde nasıl.)
Bu deneyime son bir kaç ay içerisinde çalıştığım şirkette edindim. Yeni bir tasarımcı arayışları içerisinde en az 10 aday ile görüştük ama gelin görün ki bu görüşmeler sadece egomu kabartmama yaradı. (Hiç egolu olmama rağmen. Ama hak vericeksiniz.)
Karşımdakine bakıyorum, sonra dönüp kendime bakıyorum. Sonra yine bakıyorum ona, sonra bana, sonra ona, bana, ona, bana… en çok bana.
Dünyadan bir haber, trendlerden bir uzak, altı boş işler, çalışma düzeninden uzak, Dribbble mı? O da nesi? (Yok deve.)
Hayır anlamıyorum işlerin rezil, piyasada işin yok, yaş olmuş 30, elle tutulur bir yanın yok bir jr. dan daha öküzsün ama kendine Art Director demeye hiç çekinmiyor, uçuk fiyat beklentisi yanında Happy Hour isteği… Başka?
Ben Art Director değilim.
Şimdi okuyanlar diyeceksin ki ‘Ha.. Sensin yani o kişi.’ nereden çıkarıyorsun ilahi okuyucu. Aksine tam tersine. Ben asla kendime bir Art Director demeyi tercih etmem, çünkü o klasmanda biri değilim.
Her ne kadar uzman olduğum bir alan olsada ben onu bunu kurcalamadan, takip etmeden duramam. Açarım Cinema 4D kutular yaparım, patlatırım. Açarım Illustrator aktarırım After Effects’e çizittiririm, animasyon yaparım. Ama ben olduğunca yalın birisiyimdir, bu programların hiç birinin hakkını verip, kırbacı vuramam.
Fazla saptım ama şunuda not düşeyim, bakıyorum elemanın cv’ye Art Director direkt. Birader sen hangi aşamalardan geçtinde Director oldun neyin Art’ı oldun, ne yaptın? Program bilmezsin, piyasayı takip etmezsin, Sonra bla, bla. Peh.
Ta-kip-ede-cek-sin
Bu kadar kin kusmak yeter gelelim konumuza, esasında yukarıda değinmek istediğim husus şu idi, neler dönüyor bitiyor yakın olmak gerek.
Kendini süsleyip püsleyip, beklentileri yüksek tutup kendinizi satıp sonrasında Fail olmaktansa alçak gönüllü olun beklentilerin üstünde işler yapın insanları şaşırtın.
Hiç bir zaman yaptığınız işin, aldığınız paranın değerinden fazlasını sunmayın kölesi olursunuz. Başkaların hayallerini gerçekleştireceğinize kendi hayallerinize zaman ayırıp gerçekleştirin.
Ekranım’da ki Panda
Panda tarayıcı bazlı bir newsletter/reader esasında tüm mecraları ekranınıza taşıyan platform ve ister programcı olun isterseniz tasarımcı ya da Geek. Ekran başına oturunca ilk iş son gelişmelere bir göz gezdirmek istiyorsanız işte Panda sizlerle.